Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı: (1)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta her iki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere sürecinin başlamasını mümkün görmediklerini belirtti.

Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılı kutlama programına katılmak üzere gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) başkenti Lefkoşa'dan dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 50. yıl dönümü vesilesiyle KKTC'ye gerçekleştirilen ziyaretin tamamladığını kaydetti.

Bu tarihi günde Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağların bir kez daha vurgulandığını dile getiren Erdoğan, bundan 50 sene önce olduğu gibi bugün de ana vatan ve garantör devlet olarak Kıbrıs Türkü'nün yanında olduklarını ifade etti.

Erdoğan, "İktidar ve muhalefet olarak verdiğimiz birlik tablosunu kıymetli görüyorum. Kıbrıs davasının sadece bizim değil, 85 milyonun davası olduğu anlaşılmıştır. Şunun bir defa anlaşılması gerekir. Ada'nın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye ve göstermeye kimsenin gücü yetmez. Bugünkü ziyaretimizde bunu adeta perçinlemiş olduk." diye konuştu.

İki devletli modelin, Kıbrıs meselesinin yegane çözüm yolu olduğunun gün geçtikçe daha net ortaya çıktığını belirten Erdoğan, Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının çözüm yolunda bugüne kadar her türlü fedakarlığı gösterdiğini vurguladı.

Annan Planı'na "Evet" diyen tarafın Kuzey Kıbrıs olduğu halde takdir edilenin maalesef yine Rumlar olduğunu ifade eden Erdoğan, bu anlayışla artık bir yere varılmasının mümkün olmadığının altını çizdi.

Kıbrıs Türkleri'nin müktesep hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin tescil edilmeden bir yere varılamayacağını kaydeden Erdoğan, "Her iki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere sürecinin başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz. Bunu, Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar da tören hitabında şüpheye mahal verilmeyecek şekilde açıkça ifade etti." dedi.

Ambargolara rağmen Kıbrıs Türkleri'yle devlet hizmetlerinin layıkıyla sürdürülebilmesi için birlikte çalıştıklarını hatırlatan Erdoğan, belediyelerin, devlet kurumlarının ve şirketlerin tüm imkanlarıyla Kıbrıs Türk halkına destek olduğunu söyledi.

Geçen yıl Ercan Havalimanı'nın yeni terminal binasının hizmete alındığını anımsatan Erdoğan, konut projelerinden, ulaştırma yatırımlarına, elektronik devlet hizmetlerinden sağlığa, savunmadan eğitime kadar her alanda KKTC'nin kalkınmasına katkı sağladıklarını aktardı.

Erdoğan, 2024 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile Kıbrıs Türk halkına büyük fayda sağlayacak yeni projeleri hayata geçireceklerini belirtti.

Kuzey Kıbrıs'ın uluslararası alanda maruz kaldığı haksız izolasyonun kaldırılması için de gayretlerinin sürdüğünü anlatan Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Kuzey Kıbrıs'ın hak ettiği yeri alması için gerekeni yaptıklarını ifade etti. Erdoğan, Tatar'ın, Şuşa'da düzenlenen Türk Devletleri Zirvesi'ne katılmasının bu bakımdan son derece anlamlı olduğunu, gelecek süreçte bunu yeni adımların takip edeceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1974 Barış Harekatı'yla kurulan, 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanıyla tahkim edilen kazanımları, tüm dünyada tanınan Kıbrıs Türk Devleti ile taçlandıracaklarını belirtti.

"Sayın Miçotakis'in bu bakanına haddini bildirmesi lazım"

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias'ın açıklamalarının Türk-Yunan ilişkilerini tekrar soğutma noktasına getirebilecek düzeyde olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, zaman zaman Yunanistan'daki popülist figürlerin bu tür söylemlerle iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitleme gayretlerine şahit olduklarını hatırlattı.

Türkiye'nin Yunanistan ile iyi komşuluk anlayışıyla ilişkileri geliştirmek istediğini dile getiren Erdoğan, "Tabii bu durum, böylesi hezeyanlara sessiz kalmamızı gerektirmiyor. Herkesin çok iyi bildiği gibi Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı'nı, adından da anlaşılacağı gibi barış için yapmıştır ve bu müdahale neticesinde huzur tesis edilmiştir. O tarihte Kıbrıs'ta hem Rum kesimi hem Yunanistan'daki darbeciler tarafından başlatılan soykırıma Türkiye, net ve keskin bir son vermek için bu harekatı yapmıştır. Yani uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı kapsamında bu müdahale yapılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Türk askerinin, düşmanına bile zulmetmeyen ama mazlumun hakkını asla çiğnetmeyen şanlı bir maziye sahip olduğunu, aynı anlayışla bugün de gelecekte de hareket etmeye devam edeceğini ifade eden Erdoğan, Mehmetçiğin ayak bastığı topraklarda işgal kültürünün değil, huzurun hakim olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son NATO zirvesinde Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile konuştum. 'Aynı gün ben Kuzey Kıbrıs'ta bulunacağım, orada Kuzey Kıbrıs halkına hitap edeceğim. Öğrendiğime göre siz de Güney'de olacakmışsınız, orada hitap edecekmişsiniz. Herhalde birbirimizi rahatsız edecek herhangi bir açıklama yapmayız' dedim. O da benim gibi düşündüğünü söyledi. Fakat Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ne yazık ki farklı bir havada, belli ki Miçotakis ile yaptığımız görüşmeden haberi yoktu, ileri geri açıklamalar yaptı. Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla, Sayın Miçotakis'in, bu bakanına haddini bildirmesi lazım. Bizim çok daha fazla konuşmamıza zaten gerek yok. Konuşacaklarımızı bugün zaten konuştuk. Yolumuza da aynen devam ediyoruz."

"Yeni bir doğal gaz gemisi alıyoruz"

"KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, ' Güney Kıbrıs, Yunanistan'la Larnaka kıyılarında deniz üssü inşa etme girişiminde. Amerika ve AB ile anlaştıkları haberleri çıkıyor. Bunlar yalanlanmadı' diyor. Dolayısıyla artık Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye'yle anlaşılarak deniz üssü kurma zamanı geldiğini söylüyor. Deniz ve hava üssü kurulması kısa zamanda söz konusu olur mu? Güney Kıbrıs'ı İsrail'in lojistik üs olarak kullandığına dönük haberler de çıkıyor. Sayın Tatar da bunun Kıbrıs'ı, Orta Doğu'daki bazı büyük terör örgütlerinin hedefi haline getireceği uyarılarında bulundu. Bu tür gelişme konusunda Türkiye hangi adımlara atmayı düşünür?" soruları üzerine Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:

"Ada'da Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatını yapıyoruz. Onları bir göreyim, durum nedir dedim. Her ikisi de muhteşem birer bina oluyor. Allah nasip ederse en geç kasım ayı ortalarında bitecek. Bu iki bina, başkanlık binasıyla parlamento binası bittiği zaman, yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz. Çalışmayı en güzel şekilde devam ettireceğiz. Bu arada, tekrar bir kontrole gidip inşaat ne durumda onu görmem lazım. Gördüğüm kadarıyla Kıbrıs taşından hakikaten muhteşem bir eser meydana geliyor. Yani Türkiye gerektiği zamanda gereken adımları atar, yapılması gerekenleri yapar.

Ada'nın huzuruna asla katkı sağlamayacak, gerginlikleri artıracak ve uluslararası hukuk ihlallerine yol açacak adımlardan özenle kaçınmak gerekir. İsrail'in katliamına ortak olmak ne Rumlara ne Yunanistan'a fayda sağlar. Ayrıca gerekirse deniz üssü ve deniz yapılarını kuzeyde yaparız. Bizim de denizimiz var. Mesela yeni bir doğal gaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahası'ndaki gaz üretiminde kullanılacak, yüzer gaz işletme platformu gemisi. Yaklaşık 2 ay sonra Türkiye'de olacak. 300 metre boyunda 58 metre genişliğinde. 5 milyon hane halkına yetecek kadar doğal gazı üretecek bu platform belki orada 15-20 yıl kalacak. Adeta bir üs gibi. Önümüzdeki hafta yola çıkıyor ve Türkiye'ye gelecek. Zaten o üssü gördükleri zaman yeter onlara."

"Kendi uçağımızı yapıyoruz, kendi uydumuzu yapıp uzaya yolladık"

"Barış Harekatı yaptığı zaman Türkiye'ye ambargolar uygulandı. Külliyedeki ilk veya ikinci 29 Ekim resepsiyonunda 'Uçaklarımıza tekerlek vermeyenlere karşı bizim de yapacaklarımız var' demiştiniz. Aradan yıllar geçti. Şimdi, savunma sanayimiz var. Bu gelişmeyle ilgili bugün burada ne hissettiniz?" sorusuna Erdoğan, "Biliyorsunuz, uçaklarımızın lastiklerini dahi alamıyorduk ama şu anda Petlas, uçaklarımızın lastiklerini yapar hale geldi. Çok önemli bir adım. Üstelik Anadolu'nun göbeğinde. İnsansız hava araçlarından SİHA'lara kadar geldiğimiz nokta belli. ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, tüm bunlar şu anda savunma sanayisinde dünyayla adeta yarış halinde. Bundan dolayı da çok çok mutluyuz." cevabını verdi.

Batı ülkelerinin, Türkiye'nin insansız hava araçlarıyla ilgili sipariş üstüne sipariş verdiğini ifade eden Erdoğan, ülkelerin hangileri olduğunu söylemeyeceğini ama Avrupa Birliği ülkelerinin artık Türkiye'den bu tür taleplerde bulunmasının devranın nasıl değiştiğini gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bizi ayrıca mutlu ediyor. Kızılelma şu anda devreye giriyor. Bunların devreye girişinin o malum çevreleri çok daha çıldırtacağına eminim. Özellikle Amerika'daki seçimin de bu işte tayin edici bir rolünün olduğunu düşünüyoruz. Bu seçimin neticesiyle birlikte ne gibi adımlar atılabilir, bunları da ayrıca göreceğiz ama ibre Türkiye'nin lehine dönüyor diye düşünüyorum. Bundan dolayı da huzur içindeyim. Sizler de huzur içinde olun. Kendi uçağımızı yapıyoruz, kendi uydumuzu yapıp uzaya yolladık. Daha iyisini yapacak, daha ileri gideceğiz. Bizi en çok duygulandıran ise artık bizim gençlerimizin asla yılgınlığa kapılmadan 'Ben yaparım' demesidir. Biz çok güçlü tohumlar attık, onlar filizleniyor ve gelecekte boy verecekler."

"Terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek"

"Milli Savunma Bakanlığı uzun süredir 'Kilit kapanıyor' başlığıyla Kuzey Irak'a ilişkin operasyonları paylaşıyor. Siz de dönem dönem Irak'ın kuzeyinde PKK varlığının tamamen bitirileceğini belirttiniz. Bu konuda neredeyiz? Bu yaz döneminde bu iş biter mi, ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Terörle mücadele bir matematik olayı değil. İki kere iki dört diyemezsiniz. Örneğin Pençe Kilit Harekat bölgesinde Piyade Yarbay Abdullah Cem Demirkan kardeşimiz yaralandı. 15 gün yaralı olarak kaldı ve maalesef şehit oldu. Bunların hepsinin intikamını alıyoruz. Faturayı çok ağır ödüyorlar, ödemeye de devam edecekler. Ama bilsek ki terörle mücadele bir matematik olayıdır, kalkarız açıklamayı da ona göre yaparız. Dolayısıyla da terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Önünde sonunda kazanan inşallah yine biz olacağız. Artık onları bekleyen son yakındır. Bu ülkenin insanlarına çektirdikleri acıların hesabı soruluyor. Terör meselesini kökünden bitireceğiz. Sağa sola koşturmaları, destek arama çabaları da bu yüzden. Ne yaparlarsa yapsınlar fayda göremeyecekler. Bu ülkenin insanlarına yaşattıklarının hesabını öyle ya da böyle veriyorlar. Askerimiz, polisimiz, istihbaratçılarımız sahada ve onların güçlü nefesini sürekli enselerinde hissediyorlar. Burunlarını dahi çıkartamadıkları mağaralar onları koruyamayacak."

(Sürecek)