Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çin’in toprak bütünlüğüne ve siyasi egemenliğine tam destek verdiğini açıkladı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Çin'in başkenti Pekin'de ÇKP Merkez Komitesi Politbüro Üyesi, Dışişleri Merkez Komisyonu Direktörü ve Dışişleri Bakanı Wang Yi ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Bakan Fidan, " Türkiye'nin Çin'in toprak bütünlüğüne ve siyasi egemenliğine desteği tamdır" dedi.

Bakan Fidan, Çin'in Türkiye'nin Asya'da birinci, dünyada üçüncü büyük ticaret ortağı olduğuna dikkat çekerek, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinpig'in ortak anlayışları ve vizyonları doğrultusunda ikili ilişkilerimiz ilerlemeye devam ediyor. Gerçekten iki siyasi liderin ortaya koyduğu büyük vizyon Çin ile Türkiye arasındaki modern zamandaki ilişkinin kurumsallaşarak ve derinleşerek ilerlemesinde önemli bir temel teşkil etmekte. Amacımız karşılıklı saygı ve yarar temelinde halklarımız refahını arttıracak adımlar atmaktır. İlişkilerimizin önemli bir ayağını ekonomik ilişkiler oluşturmaktadır. Malumunuz ikili ticaret hacmimiz 2023'de 48 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Çin, Türkiye'nin Asya'da birinci, dünyada üçüncü büyük ticaret ortağıdır. Bu ticaret büyük oranda Çin'in lehinedir. Ticaret rakamlarını nasıl daha dengeli hale getirebiliriz konusunu tüm görüşmelerimizde gündeme getirdik. Türk tarım ürünlerinin ithalatı konusundaki kısıtlamaların kaldırılması gibi pratik tekliflerde bulunduk. Turizm, işbirliğimizi daha da geliştirmek istediğimiz bir diğer alandır. Daha fazla Çinli turistin ülkemize gelmesini hedeflemekteyiz. Çin Kültür ve Turizm Bakanı da bu konuları ele almak üzere bu hafta Türkiye'yi ziyaret edecekler" ifadelerini kullandı.

İki ülke arasında yeni işbirliklerine ve mevcut işbirliklerinin geliştirilmesine yönelik görüşmelerde bulunduğunu belirten Bakan Fidan, "Özellikle enerji alanına da yoğunlaşmak istiyoruz. Nükleer enerji ve kıymetli madenlerin değerlendirilmesi alanlarında da işbirliği imkanları bulunmakta, bu konuları da ilgili firmalarımız ilgili kişilerle görüşmekte. Öte yandan Çinli şirketleri özellikle yüksek teknolojili ürünlerde ülkemizde üretim yapmaya ve AR-GE merkezleri kurmaya davet ediyoruz. Böylelikle Çinli şirketlerin Türkiye üzerinden Avrupa, Orta Doğu ve Afrika piyasalarına erişimleri de kolaylaşacaktır. Büyük önem verdiğimiz bir diğer konu da ulaştırma konusudur. Bu dönemde 'Kuşak ve Yol' girişimiyle Hazar geçişli doğu- batı orta koridor girişimimiz daha da büyük önem kazanmıştır. Kuşak ve Yol girişimiyle orta koridorun uyumlaştırılması diğer bazı ulaştırma koridorlarıyla entegrasyon için, örneğin Irak'taki Kalkınma Yolu gibi somut adımlar atmayı hedefliyoruz.

Türkiye olarak ikili iş birliği mekanizmalarına ivme kazandırmak istiyoruz. Bu konuda değerli meslektaşımla da mutabık kaldık. Bu amaçla Hükümetler arası işbirliği eş Komitesi Eş Başkanlığı görevine Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek Cumhurbaşkanımız tarafından atanmıştır. Komitemizin bu yıl içerisinde toplanmasını arzu ettiğimizi buradaki toplantılarda meslektaşıma ilettim. Bu yıl Çin Devlet Başkanı Şi Cinpig'i de ülkemizde ağırlamak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın davetini tekrar Çinli meslektaşımıza ilettim. Uluslararası ilişkilerin pek çok alanında Türkiye ve Çin'in örtüşen görüşe sahip olduğunu görüyoruz. Her iki ülkede Uluslararası sistemde daha adil bir anlayışın hakim olmasını savunuyor. Türkiye ile Çin arasında sürdürülecek iyi ilişkiler bölgesel ve küresel barışın refah ve istikrarın sağlanmasında katkı sağlayacaktır. Asya Pasifik'teki gelişmeleri ve jeopolitik yansımalarını da yakından takip ediyoruz. Asya Pasifik'teki sınamaların çok taraflılık, yapıcı diyalog çabaları ve ortak önceliklere dayanan işbirliğini gerektirdiğini düşünüyoruz" dedi.

"BAZI ÜLKELER İSRAİL'İN FİLİSTİN'DE UYGULADIĞI ZULME DESTEK VERMEYE DEVAM EDİYORLAR"

Bakan Fidan, Çin ve Türkiye'nin Filistin ve Ukrayna konularında aynı görüşe sahip olduklarını ifade etti. Çin'in Filistin tutumundan memnuniyet duyduklarının altını çizen Fidan, "Çin'in Filistin konusundaki duyarlılığı son derece memnuniyet vericidir. Çin'in Filistinlilerle dayanışma içerisinde olmasını ve iki devletli çözümü güçlü bir şekilde desteklemesini takdirle karşılıyoruz. Devlet Başkanı Sayın Şi'nin Filistin'deki çözüm için geniş kapsamlı, yetkin ve etkili bir barış konferansı için uluslararası çağrıda bulunması son derece önemlidir. Ne yazık ki bazı ülkeler İsrail'in Filistin'de uyguladığı zulme destek vermeye devam ediyorlar. İsrail'e siyasi destek ve silah sağlıyorlar. Bu ülkeler İsrail'in uyguladığı soykırıma maalesef ortak olmaya devam ediyorlar. Gazze'de ateşkes, Gazzelilere insan yardımın kesintisiz ve güvenli şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm için önümüzdeki süreç de de Çin ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ukrayna'daki savaş da uluslararası güvenlik, istikrar ve refahı sınmaya devam etmektedir. Türkiye Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini başından beri güçlü bir şekilde desteklemektedir. Adil ve kalıcı bir barışın taraflar arasında ancak diyalog ve müzakere aracılığıyla sağlanabileceğine inanıyoruz. Türkiye ve Çin'in Ukrayna'da barışın tesisi konusunda ortak anlayışa sahip olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda da istişarelerimize ve birlikte çalışmalarımıza devam edeceğiz. Geçtiğimiz gün Brezilya Çin arasında yapılan ortak barışa çağrı açıklamasındaki maddelerini görmekte memnuniyet verici" dedi.

"TÜRKİYE'NİN ÇİN'İN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VE SİYASİ EGEMENLİĞİNE DESTEĞİ TAMDIR"

Uluslararası anlamda Çin'e karşı yapılan ekonomik, ticari ve terör anlamındaki her olayda Türkiye'nin yanında olduklarını belirten Fidan, "Türkiye'nin Çin'in toprak bütünlüğüne ve siyasi egemenliğine desteği tamdır. Çin'e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı Çin'e desteğimiz tamdır. Özellikle Çin'i karıştırmaya yönelik Çin'in ekonomik büyümesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Çin'in ortaya koyduğu ekonomik rekabet edilebilirlik yeterliğinin başka şekilde uluslararası kamuoyuna yansıtılması, buradan farklı küresel bir mücadele üretilme çabası gerçekten dünya barışı, istikrarı ve kalkınması için son derece alarm zilleri çalan bir olaydır. Buradan altını çizerek ifade etmek istiyorum; dünya medeni bir rekabete alışmak zorundadır. Egemen güçlerin önceki yüzyılda kurmuş oldukları pazarların daha adil rekabet edilebilir Pazar şartlarında yeniden el değiştiriyor olması kabul edilmesi gereken bir sonuçtur. Buradan savaşa varan daha farklı yıkımlara varan neticelerin üretilmemesi gerekiyor. Dünyamızda refah herkese yetecek kadar vardır. M edeni ve adil bir biçimde uluslararası kurallara uygun, eşit ve herkese uygulanan kuralları içine alan ekonomi rekabet sistemiyle ekonomik kalkınma modellerine ve pazarları aramaya devam etmemiz gerekiyor.

Buradaki başarısızlık başka şekilde izal edilmeye çalışılırsa buradaki adil rekabetin yerine biz küresel mücadeleyi ve kutuplaşmayı hatta savaş tehdidini ortaya koyarsak burası gerçekten küresel bir faciaya bizi götürür. Bu nedenle Çin'in ekonomik kalkınmasının adil bir biçimde oluyor oluşunu desteklememiz gerekiyor. Diğer taraftan Çin'in son yıllarda Türk ve İslam dünyasıyla geliştirdiği ilişkiyi de memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle Türk Devletler Teşkilatı'na mensup olan ülkeler başta Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kırgızistan olmak üzere bu ülkelerle geliştirdiği ticarete dayalı ilişkileri fevkalade önemli buluyoruz. Aynı şekilde Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerinin de aratarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerle son yıllarda sistemli bir işbirliği oluşturma çabasını görüyoruz. Diğer taraftan Çin'in Suudi Arabistan ve İran arasında yapmış olduğu arabuluculuk çalışması da not etmeye değer tarihi bir olaydı" ifadelerini kullandı.